Ofisiniz ve tasarım çizginizi kısaca özetleyebilir misiniz?

Acararch’ı tanımlarken, 2016 yılından itibaren mimari, iç mekan tasarımı, peyzaj gibi konuları bütünsel olarak ele alan bir ofis diyebiliriz. Projenin tasarım sürecinde kullanıcıların deneyimini estetikle birlikte en üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz. Projelerin tasarım fikrinden, uygulamanın son anına kadar süreci takip eden ve yürüten bir pozisyonda olmayı tercih ediyoruz.

Tasarımlarınıza başlarken ilham kaynaklarınız neler oluyor?

İlhamın hangi koşullarda nasıl türeyebileceği pek belli olmuyor ve değişik şekillerde ortaya çıkabiliyor. Proje özelinde yapının yerleştiği konum, çevresiyle kurduğu ilişki gibi faktörler ilham verebiliyor ya da işverenle kurduğumuz diyalogdaki bir cümle ya da karşılıklı iletişimdeki beden dili bile ilham kaynağımız olabiliyor.

Tasarım süreçlerinizde hangi faktörler sizin için önceliklidir?

Tasarım konusuna bütüncül bir yaklaşımla bakıyoruz. Projenin işlevi, yapının çevreyle kurduğu fiziki ve sosyolojik ilişki, kullanıcıların ihtiyaçları ve tasarım dilimizin projeye nasıl entegre edilebileceği gibi etkenleri süreç boyunca irdeliyoruz. Tasarıma bütüncül yaklaştığımız için “öncelikli” gibi bir durum kalmıyor, en ufak detaydan bağlamın kendisine kadar aynı titizlikte konuyu ele alıyoruz.

Projelerinizde yapı malzemelerini seçerken hangi faktörleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Sürdürülebilir, dayanıklı ve estetik açıdan projenize en uygun malzemeleri nasıl belirliyorsunuz?

Tasarımın kendisine ve ihtiyacına göre alternatif yapı malzemeleri belirliyoruz, daha sonrasında hem teknik anlamda, hem sürdürülebilirlik açısından en doğru alternatifi seçmeye özen gösteriyoruz. Projelerde kullanacağımız ürünlerin doğaya karşı nasıl bir etkisinin olacağını inceliyoruz. Ürünlerin kullanım ömürleri, uygulama biçimi, mukavemeti, kullanıcı üzerindeki fiziki-psikolojik etkisi gibi birçok faktörü göz önüne alıp seçimimizi yapıyoruz.

Sürdürülebilirlik ve yeşil tasarım konularında ne gibi stratejiler benimsiyorsunuz?

Ofis olarak projelerimizde yapının enerji tüketimini asgariye indirmek için bazı stratejiler belirliyor ve uyguluyoruz. Uzun ömürlü ve doğa dostu malzemeler seçmek, bakım maliyetlerini azaltacak sistemleri tercih etmek, peyzaj tasarımında endemik bitki türlerini kullanmak, yapıda pasif iklimlendirmeyi sağlamak ya da uygun şartlarda fotovoltaik paneller kullanmak gibi çözümler üretebiliyoruz.

Tasarımlarınızda ve projelerinizde sürdürülebilirliği nasıl ele aldığınıza dair örnekler verebilir misiniz?

Adana'da konumlanan ve yapımı 2020 yılında tamamlanan Leed Platinium sertifikalı "FNN Sustainability Center" binasını bu soruda örnek vermek uygun olabilir. 

3500 m²'lik bu karma yapı projesinde, sürdürülebilir yöntemlerle yapının enerji tüketimini %45 oranında düşürmeyi başardık. Fotovoltaik paneller kullanarak güneş enerjisinin kullanımını, yeşil çatı kullanarak yağmur suyunun yapıda tekrar kullanılabilmesini, cephede solar camlar ve güneş kırıcı paneller kullanarak pasif iklimlendirmeyi mümkün kıldık.

Başka bir spesifik örnek verecek olursak, Bodrum Gümüşlük'te hayata geçen bir konut projemizin peyzaj tasarımında su kullanımını azaltmak için çim yerine sedum cinsi kuraklığa dayanıklı yer örtücü bitkiyi tercih ederek su tüketiminin önemli ölçüde azalmasını sağladık.