Feltouch x Yapı Kataloğu Pazarlama Söyleşileri
Öncelikle sizi tanıyarak başlamak isteriz. Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
İsmim Necmi Çıran. Sektör içerisinde 8 seneyi aşkın süredir mimarlar ve iç mimarlar ile birlikte çeşitli ürünler üzerine çalışmalar gerçekleştiriyordum. Son 3.5 seneyi aşkın süredir ise Feltouchla beraber pazarlama müdürlüğü görevini üstleniyorum.
Firmanızın hikâyesinden kısaca bahsedebilir misiniz? Firmanın temel faaliyet alanı nedir, hangi ürün veya hizmetleri sunuyorsunuz?
Feltouch %50 geri dönüştürülmüş PET şişelerden elyaf üreten ve bu elyafı da iç mekân standartlarına uygun hâle getirerek akustik panellere dönüştüren yerli bir şirkettir. Üretim tesisimiz Düzce'de, genel merkez ofisimiz ise İstanbul Beylerbeyi'nde bulunuyor. Bu alanda Türkiye'de şu an hem üreten, hem geliştiren, hem de tasarlayan tek firmayız. Bu da, bizim için çok gurur verici bir özellik.
Resmi kuruluşumuz 2017 senesinde gerçekleşti fakat öncesinde de ürünün geliştirilmesi, uygulanabilirliği, AR-GE çalışmaları gibi süreçler var tabii ki. Dolayısıyla, 2017’den itibaren bugünümüze kadar getirdiğimiz bir marka hâline geldi Feltouch.
Bugün Türkiye'de de, dünyada da ağırlıklı olarak ofis projelerinde yer alan akustik çözümlerimiz bulunuyor. Bu anlamda, temel faaliyet alanımız aslında ağırlıklı olarak iç mekân tasarımların akustik problemlerinin önüne geçebilecek ürünler üretmek, geliştirmek ve tasarlamak. Bu anlamda da sadece panel, baffle sistemleri gibi değil, birçok farklı ürün geliştiriyoruz. Bu malzemenin aydınlatma gibi birçok alana entegre edilebiliyor olması ve bu sayede iç mimarların işlerini kolaylaştırmak, bizim temel prensiplerimizden bir tanesi oluyor aslında.
Firma olarak sektörde nasıl farklılaşıyorsunuz?
Genellikle akustik için geçmişte taş yünü ve cam yünü gibi daha çok klasik yöntemler kullanılıyordu. Bu biraz daha yapı endüstrisi içerisinde ince bitirme işinden ziyade, aslında yapı henüz bitmeden yapılması gereken işlemlerden bir tanesiydi. İnce bitirme işlemleri içerisindeyse ahşap ve kumaş kaplı sistemler tercih ediliyordu. Biz bu anlamda, tamamıyla yenilikçi bir malzeme üreterek akustiği tek bir noktada toplamaya başladık.
Tabii ki, bu, ilk çıktığı zamanlarda iç mimarlar açısından çok fazla tercih edilebilir değildi. Fakat biz bu işin içerisinde akustik paneli, dekoratif bir obje niteliğinde de sunduğumuz andan itibaren, aslında iç mimarların tasarımlarına da etki eden bir hâle gelmiş oldu.
Bu ürün grubunun sadece akustik alanda değil, çevresel anlamda da çok önemli etkileri var çünkü %50 geri dönüştürülmüş PET barındıran bir malzeme kullanılıyor.
Aynı zamanda iç mekân standartlarında yangın sınıfları çok önem kazanıyor. Biz ise tekstilde alınabilecek en yüksek yangın sınıfına sahip olma özelliğinde bir malzeme üretiyoruz. Dolayısıyla bu alanda da mimarın/iç mimarların güvenlerini kazanıyoruz.
2020 yılı itibariyle COVID hayatımıza girdiğinde hijyen de çok büyük önem kazandı. Bu noktada, malzeme geliştirmesini bu alanda da ilerletmeye çalıştık. Yaptığımız testler sonucunda, "bleach cleanable" dediğimiz çamaşır suyu bazlı temizleyicilerle, ürünlerimizi temizleyerek aslında hiçbir problem yaşamadan yeniden kullanabildiklerini gösterdik.
Bu temel olarak sürdürülebilirliğin de en önemli adımlarından bir tanesi. O yüzden bizim mottomuz sürdürülebilir akustik tasarımlar. Biz de bu alanda, bu çerçeve içerisinde ürünlerimizi üretmeye, tasarlamaya ve geliştirmeye, projelere uygulamaya çalışıyoruz. Çalışmaya da devam edeceğiz.
Mimari projelerde ne şekilde yer alıyorsunuz? Hangi sorunu çözüyorsunuz?
Türkiye’de özellikle çok özel projeler olabiliyor. Bizim de, bu özel projelere uygun olarak yaptığımız çalışmalar oluyor. Malzememiz hep birebir ölçekte kullanılabilecek durumlarda olduğu için özel projelere uygun çözümler üretiyoruz. Aynı zamanda da standart olarak ürettiğimiz formlu plakalarımız da bulunmakta.
Bununla birlikte, iç mimarların ve mimarların işini kolaylaştırabilmek adına aslında farklı renkler geliştiriyoruz. Şu ana kadar yedi natural rengimiz, otuz dört tane de mandarin rengimiz olmak üzere toplamda kırk bir renge ulaştık.
Şimdi, bir de, mimari projelerde genellikle bütçe esas alınır ve bu bütçe doğrultusunda akustik biraz daha geri planda tutulurdu. Bu anlamda yaptığımız çalışmalardan bir tanesi aydınlatmayı da akustiğe dahil ederek, mimari proje dostu olmaya çalışmak.
Aynı zamanda, mimarların ve iç mimarların, web sitemiz üzerinden ürünlerimizin CAD bloklarına doğrudan ulaşabildikleri bir bölümümüz de var. Bu sayede, proje bize geldiğinde zaten hazır oluyor ve doğrudan üretime aktarıyor oluyoruz.
Firmanızın son 1 yılda ağırlık verdiği pazarlama stratejisi neydi? Hangi mecralarda görünür olmayı, hangi alanlarda faaliyet göstermeyi tercih ettiniz?
Aslında bir yıllık pazarlama stratejisinden ziyade bizim beş yıllık stratejilerimiz var. Bu beş yıllık stratejilerimiz biraz daha önümüzü görmek açısından planlanmış stratejiler oluyor. Bu planların içerisinde ekonomik koşullardan, dünyanın güncel koşulları da dahil olmak üzere pek çok girdi var.
Son bir yıl içerisinde genellikle duyulara hitap edebileceğimiz çalışmalar gerçekleştirdik. Bu anlamda da, “akustiği bir deneyim alanı hâline nasıl getirebiliriz?” sorusundan yola çıktık çünkü aslında akustiği bozuk bir ortamda olduğunuzda akustik ihtiyacını daha iyi anlayabiliyorsunuz. Bunu sağlayabilmek için VR teknolojisini kullandık ve bir mekânın boş hâlindeki çınlama seviyesi ile Feltouch ürünleriyle doldurulduğundaki çınlama seviyelerini ölçtük ve bu simülasyonu VR’a aktardık. Bu sayede kulağa hitap etmiş oluyoruz.
Aynı zamanda, renklerimizle, malzemenin dokusuyla, gönderdiğimiz sample kitlerle iç mimarların malzemeye dokunarak nasıl bir hisse sahip olduğunu göstermiş oluyoruz.
Malzememizin bir diğer özelliği koku barındırmıyor olması. Bu anlamda restoran, kafe gibi projelerde çok fazla bulunduğumuz hâlde kokuyu barındırmıyor olması bizim bir diğer duyuya hitap edebildiğimizi göstermiş oluyor.
Diğer bir alanda da pazarlama stratejilerimize bakacak olursak, bizim için önemli olan hedef kitlemiz iç mimarların, akustik danışmanların, öğrencilerin, akademisyenlerin bu malzemeyi tanımasıydı. Bunun için, Türkiye’de ve dünyada birçok fuara katıldık. Dijital yaptığımız reklam çalışmaları hep bir noktada kaldı. Orada değinemediğimiz noktalara ise fuarlarda değinebilmiş olduk. Örneğin, geçtiğimiz sene Londra’da Clerkenwell Design Week’e katıldık. Yine geçtiğimiz yıl ORGATEC Tokya’ya katıldık. Fransa’da Workspace Fuarı’nda, Dubai’de INDEX’te yer aldık.
Diğer bir pazarlama faaliyetimiz ise, Türkiye’deki iç mimari ofisleri kendi merkezimize davet ederek burada etki alanlarını göstermek. Geçtiğimiz yıl, on beş mimari ofisi ve ekibini kendi ofisimizde ağırladık ve deneyim alanlarında akustiği deneyimlemelerini sağladık. Bu sayede, onlar da aslında projelerine hangi ürün gruplarını dahil edebileceklerini görmüş oldular.
Bu sene, bir deneyim alanı daha yaratıyoruz. Bu alanı bir stüdyo, sosyal alan ve toplantı alanı olarak düşünebilirsiniz. Gelen mimarlarımız, bu alanda sadece Feltouch’ın malzemelerini deneyimlemekle kalmayacak, moodboard oluşturabilecekleri bir bölümümüz de olacak. Bir keçenin nasıl bir malzemeyle uyumlu olabileceğini kendileri deneyimliyor olacak. Aynı zamanda, bir PlayStation odası, bir stüdyo ve bir bateri salonu gibi alanlarda akustiğin nasıl kullanılabileceğini gösterdiğimiz alanlar da olacak. Yine konsept bir otel odası olarak tasarladığımız bir alanımız var. Onu da bir hafta içerisinde kullanıcıların deneyimine sunmuş olacağız.
Peki pazarlama müdürü olarak, en inovatif ürününüz hangisi ve neden?
Aslında, her biri farklı alanlarda çok farklı inovasyonlara sahip ürün gruplarımız var, bu nedenle seçim yapması çok zor!
Aklıma ilk gelen ürün grubumuz, aydınlatma grubundaki Ripple ve Ball ürünlerimiz. Sarkıt aydınlatma olan bu ürün grubu askı telleri sayesinde elektriği kablosuz olarak taşıyabiliyor. Bu askı telleri de aslında çevrede görmediğimiz inovatif bir çözüm.
Diğer taraftan bölücü panellerimiz ile birçok yarışmaya başvuru yaptık ve ödüller aldık. Örnek verecek olursam Flux ürünümüz, bir tanesi Red Dot Best of the Best olmak üzere üç tane uluslararası tasarım ödülü kazandı. Üstelik bu, Türkiye’de şu ana kadar iki kişinin almış olduğu ödül -ki birisi tasarımcımız Yiğit Özer’in oldu. Bu ödül hem bizim hem de Türkiye için çok gurur verici. Bu ürünün inovatif olmasının temel sebebi ise, aslında tek bir panel değil, on dört farklı kalıptan farklı dekoratik modüller üretebildiğiniz bir ürün grubu olması. Bir taraftan yaratıcılığı da teşvik ettiği için, inovatif ürün grupları arasında Flux’ı da sayabilirim.
Bildiğiniz gibi dünyanın insan tarafından geri dönüştürülemez biçimde değiştirildiği iddia edilen bir dönemde yaşıyoruz, siz firma olarak çevresel etkilerinizi nasıl minimize ediyorsunuz? Bu konu ile ilgili yaptığınız çalışmalar neler?
Sürdürülebilirlik bizim ilk mottomuz. Zaten malzememizin temel içeriği de %50 geri dönüştürülmüş PET’ten oluşuyor. Bu sayede, sadece geçtiğimiz yıl 26 milyon adet 0.5 litrelik PET şişenin Feltouch panellerine dönüştürülmesini sağladık.
Bununla birlikte, bu süreçte ortaya bir keçe atığı çıkıyor. Bunu da yeniden değerlendirebilmek için, 2020 yılı itibariyle Zero Burn adını verdiğimiz bir proje başlattık. Hollanda Hükümeti tarafından da desteklenen bu proje ile, endüstride seri üretimi nasıl kullanabileceğimizi gösterdiğimiz çalışmalar yaptık ve aynı isimle açtığımız web sitesinde bu çalışmaların tamamını yayınladık. Bu projemiz, Altın Çekül Ödülleri’nde de Tüzel Fikir Kategorisi’nde ödüllendirildi.
Buradan yaptığımız çalışmanın sonucunda, bir makine yatırımı gerçekleştirdik. Bu yatırım sayesinde, seri üretime uygun yeni bir akustik ürün üretmeye başlayacağız en kısa sürede. Şu anda sadece bir testi kaldı, piyasaya sunma aşamasındayız. Bu sayede, yılda biriken 260 ton PET atığını tekrar akustik materyale dönüştüeceğiz ve aslında sıfır atığa ulaşmış olacağız.
Aynı zamanda, firma olarak kullandığımız araçların %70’ini elektrikli araç filosuna geçirdik ve karbon emisyonunu azaltmada bir adım daha atmış olduk. Bunu yıl sonuna kadar bu oranı %90’a çekmeyi hedefliyoruz.
Beş sene içerisinde de yepyeni bir fabrikaya geçmiş olacağız. Bu fabrikanın da aslında enerjisini kendi kendine üretebilmesi için yağmur suyu hasatı, güneş enerji panel sistemi gibi pek çok çalışmamız olacak.
Sürdürülebilirlikle ilgili yaptığımız çalışmalar tabii ki bitmiyor. Feltouch olarak döngüsel bir ekonomi modeli benimsiyoruz ve bu modelin ilk etabı Zero Burn Projesi’ydi. Bundan sonraki etaplarında ise hasar gören ve tamir edilemeyen ürünlerin alınıp yeniden servis edilebilmesi ile ilgili çalışmalarımız olacak. Bununla alakalı çeşitli sertifika başvurularımız da var. Bu sene içerisinde, karbon ayak izi hesaplarımızı da tamamlayıp gerekli sertifika ve uygunlukları da alarak Avrupa Standartları’nda yolumuza devam edeceğiz.
Bir taraftan da, teknoloji ve sunduğu gelişmeler hızlanmaya ve hemen her sektörü çok yakından etkilemeye devam ediyor. Siz firma olarak teknolojik yenilikleri ürünlerinize nasıl adapte ediyorsunuz?
Açıkçası çok fazla fuar ziyareti gerçekleştiriyoruz. Sadece sektörel fuarlar değil, birçok fuar ilgi alanımız içerisinde. Birçok platformda iş birliklerine açığız, çok fazla start-up ile iş birliğimiz oluyor.
Geçtiğimiz dönemlerde, TÜBİTAK’ın projelerinden birine başvurduk ve onay aldık. Bu tamamen, bio içerikli çalışma gerçekleştirdiğimiz bir süreç olacak. Aslında bu sayede, teknoloji açısından Feltouch’ın geleceği için yeni bir adım atmış olduk.
Yatırımlarımızı biraz daha seri üretim ve AR-GE ile ÜR-GE yatırımarına odaklı olarak ilerletiyoruz. Bu anlamda, yeni bir fabrikaya geçeceğimizden bahsetmiştim. Bu fabrika, akıllı teknolojiler vasıtasıyla akıllı üretim tesisi üzerinden kurgulanmış olacak. Aynı zamanda, LEED Sertifikası’na sahip olmuş olacak. Bu açıdan da pek çok çalışma gerçekleştiriyoruz.
Diğer taraftan dijital platformları daha etkin kullandığımız çalışmalarımız da olacak. Örneğin, bir projenin akustik hesaplamasını yapay zeka ile gerçekleştirebileceğimiz metotlar üzerinde çalışıyoruz. BIM platformları vasıtasıyla kullanıcılara neler sunabileceğimizi tartışıyoruz. Sadece bizim açımızdan değil, kullanıcılar açısından da önemli teknolojik gelişmeler üzerinde çalışıyoruz.
Biraz da gelecekten bahsetmek istiyorum. Sektörünüzdeki son gelişmeler ve trendler hakkındaki düşünceleriniz neler ve sizin gelecek beklentileriniz/hedefleriniz nelerdir?
Feltouch çok hızlı büyüyen bir marka. Bu anlamda her geçen gün çok hızlı çalışmalar yapıyoruz. Her yeni gün, kısa ve uzun vadeli olmak üzere yeni hedeflerimiz oluyor.
Bir çok projemiz hem devlet hem de farklı ülkelerden destekli olarak sürecine devam ederken, biz de yeni testlerle, yeni akreditasyon kuruluşlarıyla çalışmaya devam edeceğiz. Aynı zamanda bizim içeriğimiz aslında tamamen bildiğimiz keçe. “Bu keçeyi akustikte nasıl tamamen bio içerikli hâle getirebiliriz, farklı materyalleri ve farklı çözümleri nasıl kullanabiliriz, bu sayede bölgesel istihdamı nasıl kurgulayabiliriz?” sorularını düşünerek süreci ilerletiyoruz.
Birçok tasarım tescil başvurumuz var, birçok faydalı model içeriğimiz var. Bu faydalı model ve tasarım tescilleri ile gelecekte de aslında daha sıkı çalışmaya devam edeceğiz.
Beş senelik planlar yaptığımımzdan bahsetmiştim. Önümüzdeki dönemler bizim için fuar dönemi olacak. Bir sene içerisinde ORGATEC’e katılacağız ve burada yepyeni ürün grupları ve inovatif ürünlerimizi sergileyeceğiz. Bu anlamda Türkiye’den dünyaya yön verebilecek bir marka olmayı hedefliyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz birkaç cümle varsa onları alabilirim.
Bizim pazarlama stratejilerimiz içerisinde kullacılarımızın malzeme ile dokunarak, iletişim kurarak, zaman geçirerek bir arada olmaları var. Bu zamana kadar herhangi bir olumsuz geri bildirim almadık. Bu anlamda kullanıcılarımıza çok teşekkür ederiz.
Gelecek Ekim Ayı’nda gerçekleşecek ORGATEC Fuarı’na Türkiye’den de çok sayıda ziyaretçi geliyor. Onları şu an buradan standımıza davet etmiş olayım. Bu sayede Türkiye’den önce ilk defa bütün yeniliklerimizi görmek fırsatları olmuş olacak.
Çok teşekkür ederiz.