Yapı Kataloğu Mimarlık Teşvik Ödülü 2023 Kazananı Mimlab, Toplum 5.0 Projesi’ni Anlatıyor!
Öncelikle Yapı Kataloğu olarak kazandığınız ödül için sizi ve ekibinizi tebrik ederiz! Proje ekibini kısaca tanımayı çok isteriz.
Bu yarışmayı açarak mimari düşünsel pratiğine sunduğunuz katkı için biz de teşekkür ederiz. Mimlab, mimari ve kentsel tasarımın farklı ölçeklerinde geniş bir bilgi ve deneyim yelpazesine sahip İTÜ mezunu mimarlar tarafından 2018 yılında kurulan İstanbul merkezli bir mimarlık ofisi. Mimarlık, kentsel tasarım, peyzaj mimarisi ve iç mimarlığın yanı sıra inşaat ve kontrol alanlarında çeşitli projeler gerçekleştiriyor. Ofis, her projeyi kendi tasarım bağlamı içinde değerlendirerek kullanıcının ihtiyaçlarına yanıt veren yenilikçi ve sürdürülebilir projeler tasarlamak ana hedefine odaklıdır.
Mimlab olarak bu yarışmaya altı kişilik bir ekiple katıldık. Her ikisi de İTÜ mezunu aynı zamanda kurucu ortak olan Derya Yüce hem mimar hem şehir plancısı, Elif Sarpaşar ise yüksek mimar. Diğer ekip üyeleri ise Ezgi Su Tekin, Merve Çırak, Kaan Karacan ve Erva Elif Gürbay olmak üzere dört mimar arkadaşımızdan oluşuyor.
Bize Toplum 5.0 hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Projenizin hikâyesi nedir?
Üst ölçekten alt ölçeğe bütünsel bir yaklaşım oluşturmayı önemseyerek, ekip olarak kendi ofis akışımız dışına çıkıp böyle bir düşünsel üretim yapmaktan oldukça keyif aldığımız bir süreç oldu.
Kentin bütünü ve onu oluşturan yapılı çevreye dair konular, kullanıcısıyla birlikte bir anlam kazanır, zamanla değişir, dönüşür ve birbirlerini tekrar tekrar üretirler. Bu anlamda yapılı çevre her zaman sosyo-mekansal perspektiften bakılması olanaklı ve zorunlu bir mecradır. Meydana gelen bu değişim, dönüşüm ve üretimlerin zaman içerisinde katalizörü değişir.
Postmodern dönemin en etkili katalizörü, teknolojik olanaklılıkların gelişmesine bağlı yaşanan dijitalleşmedir. Toplumsal yapının okunurluğunu olanaklı kılan gündelik yaşam pratiklerine sızması ile dijitalleşme, toplum yapısının emek sermaye odaklı durumdan bilgi üretiminin sermaye odağı haline geldiği bir değişimi yaşamasına sebep olmuştur. Artık yaşadığımız bu metropol kenti tanımlamak için yeni bir “manifesto” kaçınılmazdır:
-
Kent, mekan ve bireyin çarpışması ile bir sosyo-mekansal yaklaşım çerçevesi oluşturma amacı güden bu manifesto, toplumsal yapının ve kentlerin boşluksuz sistemler olarak görülmesi gerektiğini savunur.
-
Yeni imar açılımları yerine, yaşanan çağın ruhunu tanıyan ve ihtiyaçlarını analiz eden bir yaklaşımla kurmaya değil dönüşmeye dayalı bir üretim amaçlar.
-
Kentsel dönüşümün sadece fiziksel ve ekonomik bir boyutu olmadığını bilir. Bütüncül sistem tasarımı ile tüm aktörleri devreye sokan ve sürdürülebilir bir yaklaşım sunmayı amaçlar. Yerel belediyeler ile birlikte doğru projeksiyon, yeşil politikalar, yeni nesil ihtiyaçlar, yerel dokunun korunumu, ulaşım planlaması gibi araçları kullanarak tepeden inme değil, “oralı” projeler yapmayı hedefler.
-
Yukarıdan inme bir tasarım ile, dayatmacı ve sadece belirli bir kesim insan için üretilen rant odaklı lüks projeler yerine; açık bir sistem önerir. Bu sistem değişir, dönüşür, adapte olur. Kurulduğu hali ile kalmaz, çünkü bir makina değildir. Yaşayan bir organizmadır.
-
Seçim şansı sunar. Farklı yaşam şekillerine açıktır. Herkese göre bir cevaba dönüşebilecek adaptasyonu yüksek bir sistem kurar. Gerçek lüksün günlük yaşam pratiklerindeki en küçük eylemin kalitesinden başladığını bilir. Kentsel donatılara erişim, yürüyerek temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek gibi.
-
Bir metropolde yaşadığını unutmadan ona olması gereken canlılıkta, devlikte, yoğunlukta eşlik eder, kırsal bir yaşam romantizmini aramaz.
-
Günümüz antroposen düzenine karşı, diğer canlıların da bütüncül tasarımın içerisindeki varlığını unutmaz. Tüm canlıların birlikteliğini düşünür.
-
Tüm bu metropol kaosunun içinde kendi kendini örgütleyen mikro bir düzen yaratır. Gerektiğinde büyümeye açıktır. Değişen kullanımlara cevap verebilecek esnekliğe sahiptir. Hibrit kullanımların, yeni nesil ihtiyaçların esnek hallerine cevap verebilen sürekli gelişim ve dönüşüm içerisindedir.
Fikirtepe gibi kangren olmuş bir kentsel dönüşüm alanı için ana hedef, belediyelerin aktörlüğünde sosyal konut odaklı, her yaşa ve ihtiyaca cevap veren yeni bir yaşam biçimi arayışına altlık oluşturmaktır. Bu sosyal konut, özel sektör, ekonomik kiralanabilir alanlar dengesinin sağlandığı sistemin gerçek bir toplumsal yaşam örneği oluşturacağını düşünüyoruz.
Sosyal konutların, birlikte yaşam-çalışma alanlarının dünyada giderek artan önemi ile birlikte “Toplum 5.0” proje önerimizin, İstanbul gibi bir metropolde, dijital kentlilerin ve yerli otantiklerin oluşturduğu bu toplumda, Fikirtepe için araştırılması ve önerilmesi gereken bir model olduğuna inanıyoruz.
Bu projede hangi mimari yaklaşımı veya konsepti benimsediniz? Proje, bulunduğu bağlam ile nasıl örtüşüyor?
Açılan yarışma yeri ve “yeni yerleşim yaklaşımları” çerçevesi gereği, yaklaşımımızın sadece mimari ölçekte kalmayıp üst ölçekten itibaren tutarlı bir senaryo oluşturması gerekiyordu. Yaklaşımımızı “bütüncül bir sistem yaklaşımı” olarak tanımlamak yanlış olmaz sanırım. Bu sebeple bir manifesto yazdık. Bir kere yeni olması, yani gelecek öngörüsü içermesi gerekiyordu. Ayrıca mevcut bakış açısı ile çözülmeyen konulara da farklı bir çözüm sunabilmeliydi. Bu sebeple geleceğe yönelik bir sistem ve bakış önerisi sunan manifesto ile sadece yapısal değil toplumsal olarak da bir yaklaşım oluşturduk.
Proje sürecinde karşılaştığınız zorlukları nelerdi? Bunları nasıl çözdünüz?
Üzerine çok söz söylenmiş, çokça tartışılmış bir alanda çalışmamız beklendiği için ilk önerileri oluşturmak en zorlayıcı kısım oldu. Özelllikle İstanbul’da son dönemlerde yaşanan konut krizine dair bir çözüm önerisinin sadece mimari değil yönetimsel ve kentsel ayaklardaki karşılıklarını da ele almak istememiz, hem olması gerektiğine inandığımız bir yaklaşımdı fakat çok da zorlandığımız bir konu oldu. Bu sebeple uzun bir araştırma süreci geçirdik. Hemen yapısal bir karşılık bulma telaşına düşmeden bolca araştırma yaparak çözmeye çalıştık bu zorluğu.
Son olarak, Yapı Kataloğu ve Yapı Kataloğu Mimarlık Ödülleri ile ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Yapı Kataloğu Ödülleri’nin bu yıl 29.su düzenlendi. Yıllardır süren yapı sektörünün prestij ödüllerinden birini kazanmak biz mimarlar için aynı zamanda çok önemli bir motivasyon kaynağı. Düşünsel pratiklerin zenginliğine sağladığınız katkı için tekrar çok teşekkür ederiz.