Mimarlar Rehberi Röportajları | Habif Mimarlık - Çağrı Kaan Çetin ile Mimarlık ve Teknoloji İlişkisi Üzerine
Ofisiniz ve tasarım çizginizi kısaca özetleyebilir misiniz?
Zamansız, işlev odaklı, kullanıcısını memnun etmeyi hedefleyen, malzemelerin kendilerine ait doğal dokularının hakim olduğu, sıcak ve ferah mekânlar yaratmak olarak özetleyebiliriz.
Tasarımlarınıza başlarken ilham kaynaklarınız neler oluyor?
Müşterimizin ihtiyaçları ve elimizdeki mekânın karakteri, aslında ilk ilham kıvılcımlarını veriyor. Tasarımın başlangıç aşamasında daha analitik bir bakış açısı ile bakarken,süreç içerisinde bunu kendi hissiyat ve duygularımızla harmanlıyoruz. Özellikle ofis ve konut tasarımındaki deneyimlerimiz sayesinde, müşterilerimizin ihtiyaç ve isteklerini hızlı ve doğru şekilde anlayabildiğimizi düşünüyoruz. Bu analizimizi önce plan düzlemine aktarıyoruz. Doğru ve kusursuz işleyen bir makine gibi ele aldığımız plan, bizim tasarımımızın en önemli yapı taşı. Bu temeli düzgün attığınızda, zaten süreç sizi kendiliğinden estetik bir mekâna götürebiliyor.
Tasarım süreçlerinizde hangi faktörler sizin için önceliklidir?
Önceliğimiz her zaman için işlev. Ne olursa olsun, ortaya ihtiyacı karşılamak üzere bir ürün koyuyoruz. Dolayısıyla bunu doğru şekilde kurgulamak bizim için kritik. Tasarımın görsel elemanları ise, hem tartışmaya daha açık, hem de yapının ömrü boyunca değiştirilmesi ve müdahale edilmesi çok daha kolay. Ama yanlış kurgulanmış bir yapıyı sonradan değiştirmek, bazen imkânsız bile olabiliyor.
Projelerinizde yapı malzemelerini seçerken hangi faktörleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Sürdürülebilir, dayanıklı ve estetik açıdan projenize en uygun malzemeleri nasıl belirliyorsunuz?
Doğal malzemelere öncelik vermeyi seviyoruz. Doğal yüzeylere dokunmanın verdiği hazzın, mekânın genel deneyimini çok yükselttiğini düşünüyoruz. Zamansız bir mekân yaratmayı hedeflediğimiz noktada, süreç zaten ister istemez dayanıklı ve sürdürülebilir ürünlere doğru yönlenmiş oluyor.
Teknolojinin mimari tasarımlar üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz ve yeni teknolojileri nasıl kullanıyorsunuz?
Teknoloji, eskiden mimarın kullandığı araçların gelişmesini ifade ederdi. Parşömenlerden ve taş tabletlerden eskiz kağıtlarına geçmek, T cetvelini kenara asıp, her geçen gün daha da güçlenen bilgisayarlarda çizim yapmak, sanal gerçekliği sunum yöntemleri arasına almak, bunların hepsi dönüp baktığımız zaman mimarın işini görünürde daha kolay kılan ve elini güçlendiren kritik gelişmelerdi. Ancak geçtiğimiz son bir kaç yılda, bu ilişkinin dramatik şekilde değiştiğini görüyoruz. Özellikle yapay zekâ alanındaki gelişmeleri de ele aldığımızda, teknolojinin bugün mimara bir araç olma noktasını geçip, mimarlığı yönlendirme iddiasında olan bir güç olmaya aday hâle geldiğini görebiliyoruz.
Tasarımlarınızda ve projelerinizde teknolojiyi nasıl kullandığınıza dair örnekler verebilir misiniz?
Her projemizde, doğal olarak üç boyutlu modelleme yazılımlarını aktif şekilde kullanmaktayız. Genç, dinamik ve meraklı bir ekibimiz var. Her bir arkadaşımız bu konuda bir hayli istekli, hatta daha genç olan stajyer arkadaşlarımız bizim bu konuda ufkumuzu daha da geliştiriyorlar. Onlardan bu noktada, gerçekten çok şey öğrenebiliyoruz. Yaptığımız tasarımları bu yazılımlar ile anlık olarak ifade etmek, bazen bir sunum esnasında hızlı ve pratik şekilde yapılabilecek revizyon ve denemeleri anında yapmak, neredeyse her projemizde yaptığımız bir iş.
Onun dışında, yapay zekâ alanındaki gelişmeleri de merakla takip ediyor ve deneyimlemeye gayret ediyoruz. Ancak yapay zekâya tasarımı bırakma noktasında hiçbir zaman istekli olmadık. İnsan faktörünün ve hislerimizin tasarım sürecini yönlendiriyor olması tercihimiz. Ancak tasarımımızı yönlendirmek yerine, işimizi hızlandıracak ve kolaylaştıracak olan yapay zekâ araçları geliştirildikçe kullanma konusunda da istekliyiz. Bu heyecan verici zamanı bazen biraz korkarak da olsa merakla takip etmeye, işimizi de onunla beraber geliştirmeye çalışıyoruz.