Renklerin Gücü ve Sağlık Yapılarında Renk Kullanımı
Renklerin insan üzerindeki bu etkisi, tarihte sağlık alanında tedavi amaçlı kullanılmasını kaçınılmaz kılmış; günümüzde ise renklerle alakalı pek çok araştırmanın yapılmasına, bilimsel makalenin yazılmasına yol açmıştır.
Yakın zamanda yapılan nörobilimsel araştırmalar ve 24 saatlik ritim çalışmaları, renk spektrumunun insan biyolojik sistemi ve sağlığı üzerinde direkt etkisi olduğunu göstermiştir (Edelstein, 2008).
Tüm bunlara bakıldığında bu büyük gücün zaman içerisinde mekânsal tasarımlarda, tasarımcıların elindeki güçlü olgu haline gelmesi pek de tesadüf sayılamaz. Peki ya renkler insan sağlığı üzerinde böylesine büyük bir güce sahipken sağlık yapılarında renk kullanımı nasıl olmalıdır? Kullanılan renkler ile tedaviye destek olunabilir mi? Yanlış renk kullanımı teşhis ve tedavi sürecini olumsuz etkiler mi? Daha sağlık yapısının kapısından adım attığımızda tedavinin renklerin gücü ile başlaması mümkün mü?
Sağlık çevrelerinde renk ve ışık tasarımında Mahnke’nin ortaya koyduğu genel ilkelere göre; bina oturaklı, duyarlı aynı zamanda da çekici olmalıdır. Renk tanımlamalarının psikolojik ve estetik rolü olmalıdır. Bunun için hastaların fizyolojik ve psikolojik sağlığını koruyarak iyileştirici ortamı artırmalıdır. Görsel tıbbi teşhisin doğruluğunda, cerrahi performansta, tedavide ve rehabilitasyonda yardımcı olmalıdır. Işığı ve görsel ergonomiyi artırmalı, yönlendirmeyi desteklemeli, bilgi sağlamalı, özel mekanları tanımlamalı ve çalışma koşullarını görsel anlamda geliştirmelidir (Yavuz, A. G. E., & Şeker, A. G. N. N. Ç. Sağlık Yapılarına İç Mekânda Renk Kullanımı). Buradan yola çıkarak renklerin sadece sağlık hizmeti alacak kişiyi değil o ortamda bulunan ve çalışan herkesi etkileyeceğini söyleyebiliriz. Örneğin cilt hastalıklarının teşhis ve tedavisin yapıldığı bir alanda zeminden ya da mobilyadan yansıyan mavi renk teşhisin yanlış konulmasına sebebiyet verebilirken yeni doğan servislerinde kullanılacak fazla sarı renk bebeklerin sürekli ağlamasına yol açabilir. Ya da sağlık hizmeti veren kişilerin dinlenme alanlarındaki yanlış renk kullanımı dinlendirici etkinin tam tersi bir etki yaratabilir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında sağlık yapısında renk kullanımının oldukça hassas bir şekilde kurgulanması gerektiğine ve bu konuda tasarımcı ve uygulayıcıya büyük bir sorumluluk düştüğü sonucuna varmaktayız. İyi tasarlanmış ve renk kurgusu sağlam bir sağlık mekânı hastanın iyileşme sürecine olumlu katkılar yapabileceği gibi mekânda bulunan herkesi doğru şekilde yönlendirebilir, mekana olan bağlılığı arttırarak beklenmedik sonuçların oluşmasını engelleyebilir. Bu doğrultuda sağlık yapılarını tasarlarken şu soruları göz önünde tutmak doğru olabilir: Hastalığın yapısı, özelliği ve şiddeti nedir? Alanı kullanacak insanlar hastalar mı, ziyaretçiler mi? O alanda ne kadar zaman geçirecekler? Alanı kullanacak kişide aidiyet duygusu nasıl yaratılabilir? Mekân ne amaçla, kaç kişi tarafından kullanılacaktır?.. Bu sorulara alınan cevaplar, tasarımcıya renkler ve mekan fonksiyonları arasında doğru bağlantıyı kurma noktasında yardımcı olarak yönlendirici bir etki sağlayabilir.
Kaynaklar:
Yavuz, A. G. E., & Şeker, A. G. N. N. Ç. Sağlık Yapılarına İç Mekânda Renk Kullanımı
Edelstein, E. A. (2008). Building Health. HERD: Health Environments Research & Design Journal, 1(2), 54–59.
---
Melisa KAYA