Eğitim Yapılarında İleriye Yönelik Tasarım Önerileri
Okullar, eğitim ve öğretimin yanı sıra çocuklar için sosyalleşme mekanıdır. Ders aralarında, sınıflarda çocukların vakit geçirebileceği alanlar da bu nedenle önem taşır. Pandemi sürecinde ‘sosyal mesafe’ kurallarına uymak adına, öğrenci sayısında değişikliklere ve sınıf düzeninde oluşturulacak mesafeli oturma yerleşimlerine gidiliyor. Ayrıca ders dışı zamanlarda da, sınıflarda ve bahçelerde düzenlemeler yapılarak güvenli ortamlar sağlanmalıdır.
Eğitim yapıları üzerine yoğunlaşan bir ofis olan PAB Mimarlık, pabedu ekibiyle birlikte hibrit eğitim için öğretim mekanlarına öneriler sundu. Yeni normal ile birlikte sınıflardaki değişikliklerin dışında, derslerin bazılarının uygun ortamlar oluşturularak açık alanlarda yapılmasını öneriyor. Bu şekilde salgın döneminde açık alan kullanımına teşvik etmeyi amaçlıyor. Peki pandemi sonrasında da çocukların doğayla bağ kurarak eğitim alması sağlanabilir mi?
Açık Alan Dersliği Olarak Bahçeler
Eğitim sistemindeki değişikliklerin ardından, ilköğretim yapılarının ilkokul ve ortaokul olarak ayrılması nedeniyle yeni yapı ihtiyaçları ortaya çıkmıştı. Okul bahçesine ek bina yapılması veya mevcut binaların büyütülmesiyle birlikte çocuklara oynamak için yalnızca betonlaşmış alanlar kalmış oldu. Bu nedenle yeniden tasarlanan bahçeler, çocukların yüz yüze eğitim nedeniyle okullara döneceği bu zamanlarda sınıf yerine tercih edilebilecek ve yönlendirilmeleri gereken yerler olmalıdır.
Pandemi sürecinde, öneminin farkına vardığımız noktalardan biri yeşil alanlardır. Birçoğumuz evde bulunduğu süre içinde pencere kenarlarında, balkondaki saksılarda bitki yetiştirmeye yöneldik. Psikolojik olarak sıkıntılar yaşayabileceğimiz bu dönemde, bahçecilikle ilgilenmek stres atmanın iyi bir yoludur. Bahçe işleri, çocukların gelişimi için de önemli bir rol oynar.
Çocukların sosyal ve duygusal gelişimi açısından oyun ve fiziksel etkinlik alanlarına ihtiyacı vardır. Eğitim yapılarında, yapı tasarımına olduğu kadar çocukların ortak alanı olan bahçelere de dikkat edilmelidir. Yeşil alanlarla ve ağaçlarla desteklenen okul bahçelerinin, çocuklar üzerinde olumlu etkisi olduğu gibi bahçecilikle de desteklenmesi gerekir. Öğrenciler, sorumlu öğretmenlerle, gönüllüler ve uygun mesleklerde okuyan üniversite öğrencilerinden aldıkları eğitimlerle doğaya yönlendirilmelidir.
Kentlere göç eden insanlarla birlikte kentleşme oranı yükseldikçe, sürdürülebilir ve sağlıklı besin kaynakları sunmak da giderek zorlaşıyor. Üretimde ön planda olan ABD ve İspanya’ya ek olarak Hollanda, yenilikçi tarımsal teknolojilerle çiftçiler ve yetiştiricileri tarıma yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Toplum, ileriye yönelik yaşanabilecek tarımsal üretim sıkıntılarına karşı okullarda küçük yaşta doğayla tanıştırılarak bilinçlendirilmelidir. Türkiye’de de bu alanda çalışmalar giderek ön plana çıkmaya başladı. Yenilikçi, sosyal olarak sorumlu, sürdürülebilir yöntemler kullanarak sağlıklı besin üretimine ve bilgilendirilmeye çalışılıyor.
Üsküdar’daki Kuzguncuk Bostanı’nda oluşturulan ekim alanlarının bir kısmının okullardaki çocukların kullanımı için düzenlenmiştir. Kendilerine ayrılan yerlerde çocuklar, fidan dikip büyümelerini takip ederler. Adana’da da Ali Nihat Gökyiğit Botanik Bahçesi’nde, kendileri için oluşturulan küçük tarlalarla ilgilenen ilkokul öğrencilerine küçük yaşta bitki yetiştirmeyi öğretmek amaçlanmaktadır. EkBiçYeİç ekibi de organik ürünlerini yetiştirdikleri Akmerkez Teras’a bitki yetiştirmeyle ilgilenenleri davet eder.
Okul bahçelerinde yeşil alanlar tasarlanarak çocuklar, küçük yaşta toprakla vakit geçirmeye teşvik edilmelidir. Yedikleri sebzelerin ve meyvelerin nereden geldiğini ve nasıl yetiştiğini öğrenirken aynı zamanda streslerini toprakla buluşarak atabilirler. Permakültür tasarım ilkeleri kullanılarak oluşturulan bahçelerde çocukların, kent, gıda, sürdürülebilirlik, biyoçeşitlilik konularında farkındalıklarının küçük yaşta arttırılması sağlanabilir. Bu sayede doğal kaynakları korumak ve verimli kullanmak (toprak, su vs.), geri dönüşümü desteklemek gibi konulara dikkat ederler. Bilinç düzeyi yüksek olan çocuklar, ilerleyen yıllarda da seçimlerini yaparken bu deneyim ve bilgileri kullanarak yaşam kalitelerini yükseltmiş bireyler olarak yetişirler. Bu nedenle eğitim yapıları, çocukların ortak yeşil alanlarına önem verilerek ileriye yönelik tasarlanmalıdır.
___________________________
Gamze SARI
1997 yılında İstanbul’da doğan Gamze Sarı, Mimarlık lisans eğitimini Gebze Teknik Üniversitesi’nde 2019 yılında tamamlamış ve bölümünden birincilik derecesiyle mezun olmuştur. Üniversitede aldığı eğitimlerin yanı sıra Mimarlık ve Tasarım Kulübü'nde (MİTA) aktif bir şekilde görev almıştır. MİTA’da birçok ekip çalışmalarında, mimarlık öğrenci ve mezunlarına yönelik olan ‘PUPA’ atölyeleri gibi etkinliklerin düzenlenmesinde katkıda bulunmuştur. Mesleğe yönelik atölye, konferans, söyleşilere katılmakla birlikte tiyatro, sergi ve müzeler gibi kültür- sanat aktivitelerini de yakından takip etmektedir. Amatör olarak mimari fotoğrafçılıkla ilgilenmektedir. Sosyal ve kültürel açıdan kendini geliştirmeye çalışmaktadır. 2020 yılında başladığı yüksek lisans eğitimini Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Anabilim Dalı’nda Bina Bilgisi üzerine yapmaktadır. Akademik alanda eğitim yapıları, sürdürülebilirlik, kentsel tarım, çocuk psikolojisi gibi konuları uzmanlık alanı olarak belirlemiştir. Bu kapsamda yüksek lisans eğitimine ve bir mimarlık ofisinde çalışmaya devam etmektedir.