
Mimarlar Sıcaklık Kontrolünü Nasıl Sağlar?
Peki mimarlar bu ihtiyacı nasıl karşılayabilir? Çok farklı bina stilleri ve tasarım uygulamaları tek bir çözüm altında birleşemez. Bu yazımızda mimarların iç mekanlarda sıcaklık kontrolünü nasıl sağladığını inceleyeceğiz.
Geçmişten Gelen Püf Noktaları
Geçmiş zamanlarda sıcaklık kontrolü yalnızca binanın nasıl tasarlandığı ile ilgiliydi. Örneğin küçük pencereler iç mekândaki enerji kaybını önlemeye yetiyordu. Tabii ki bu her iklim için geçerli değil.
Bir diğer yaygın yöntem ise sıcak bölgelerde binayı beyaz gibi parlak ve yansıtıcı renklere boyamaktı. Bazı kaynaklar bunun aşırı sıcaklıkları 2 veya 3°C'ye kadar düşürebileceğini öne sürüyor. Küresel olarak sıcaklıklar yükselmeye devam ederse, bu daha yaygın hale gelebilir mi?
Birkaç doğal çözüm daha var, ancak yine de bunların hepsi bölgeye özgü ve ne yazık ki daha büyük yapılar ve gökdelenler için kullanılamazlar.
Modern Yapılar ve Yeni Problemler
Son yıllarda çok farklı tarzlarda mimari ürünler ortaya çıkıyor ve bunlara bakıldığında sanki mimarlar bir yarış halinde gibi bir izlenime kapılıyoruz. Bugün tasarlanan birçok binada havalandırma kaynaklı problemler görülür. Çevre düzenlemesinde ve yapı tasarımında kullanılan çift cam gibi ürünler ve hava geçirmezlik şartı nedeniyle ısıtma, soğutma ve havalandırma konularında çok ciddi sorunlarla karşılaşılır. Bu sorunlar binaların doğal hava olmadan havalandırılmasıyla sonuçlanır.
Londra’da bir otel, bu sorunları merkezi havalandırma sistemini destekleyen kanallı fan üniteleri ve banyoların havalandırma deliklerinde kullanılan hava akışıyla çözdü. Ortak alanlarda, temiz hava sağlamak, sıcaklığı dengelemek ve nem seviyelerini korumak için çok sayıda Isı Geri Kazanımlı Havalandırma Ünitesi kullanıldı.
Yüksek Binalar
Konu sıcaklık kontrolü olduğunda hiç şüphesiz en çok sıkıntı yaşanılan binalar yüksek gökdelenler olacaktır. Gökdelenlerin sıcaklık kontrol sistemlerinin en aşağıdan en yukarıya kadar sorunsuz bir şekilde çalışması beklenir. Ancak bu senaryoda her zaman kontrol altına alınamayan mekânlar bulunur.
Konunun uzmanları, gökdelenlerde sıcaklık kontrolünün sağlanması için yapının bölgelere ayrılması ve her bölgenin kendi kontrol sisteminin tasarlanması gerektiğini söylüyor.
Isı Dalgaları ve Küresel Isınma
Dünya giderek ısınıyor ve dünya genelinde uzun süredir devam eden sıcak hava dalgası koşulları bize rahat bir sıcaklığın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Geçtiğimiz yaz İngiltere Heathrow'da en yüksek sıcaklığın 35°C’ye ve Japonya Kumagaya’da 41°C'ye kadar yükseldiğini gördük.
Küresel ısınmanın etkilerine ve sıcak hava dalgalarına karşı tasarım faaliyetini sürdürebilmemiz için, mimarların projelerini bunlara göre uyarlaması gerekiyor. Dünya gerçekten daha da sıcaklayacaksa, mimarlar binalarını tasarlamaya nasıl devam edecek? Konfor her zaman önceliğimiz olacak ve yukarıda da görüleceği gibi, hem eski hem de yeni üzerinde düşünülecek, keşfedilecek ve geliştirilecek birçok çözüm yolu var.
___________________________
Yazının orijinaline buradan ulaşılabilir.