Yapı Kataloğu - Nitelikli Mekan Yaratma Platformu

Bize Ulaşın +90 (850) 303 27 83
  • Mimlab Mimarlık

  • 2019

Otel, yaklaşık 60 dönümlük bir araziye yerleşmektedir ve otelin bulunduğu topografya doğal su arklarına sahip, yer üstü ve yer altı doğal kaynaklarını bulunduran bir yapıdadır. Tarihi yerleşkelere yakınlık, bu yerleşkelerle aynı coğrafyaya ve hissiyata sahip olma durumu, verimli topraklarla ve günden güne varlığını yitiren su arklarının kılcal yollarla çevrelenmesi ve denizle bağlanması bu arazinin ana tanımlayıcı unsurları olarak görüldü. Alanın kuzey doğusunda yer alan büyük sulak alan ve bu alandan dağılarak ince bir kılcallıkla alana erişen bir su arkı bulunmakta. Bu kaynağın sürdürülebilir bir karakterde alanda yeniden ele alınarak doğal gölet haline getirilmesi tasarımın şekillenmesi için ilk hamle oldu. Doğal gölete ek olarak alan hem denize doğru yönelen hem de kendi içerisinde güçlü bir sirkülasyon şeması oluşturacak birbirine dik iki aks ile vurgulanıyor. Troya ve çevresindeki antik kentlerdeki kenti vurgulayan su yolları ile birlikte yükselen duvarların yarattığı yere özgü dil kurgusunun bir enstalasyonu bu ana akslarda yeniden canlanıyor. Otele ait mimari kütleler farklı işlevlerde ve ana kütleye doğru farklı yükseklikte artikülasyonlarla tasarlanırken bu artikülasyonların zemin kat – peyzaj ilişkilerinde geçirgen bir tasarım dili geliştirildi. Böylelikle alan içerisinde, ziyaretçiler için oldukça erişilebilir bir sirkülasyon şeması ortaya çıktı. Ana kütle monolitik ve yalın bir kimliğe sahip. Alan içerisinde de bir başlangıç bir başka deyişle karşılama kütlesi niteliğinde. Operasyonel ihtiyaçların da karşılandığı ana kütle diğer kütleleri besleyecek bir yapıda geliştirildi. Bu kütlenin çevresinde farklı uzanımlar ile tasarlanmış kütleler daha niş fonksiyonlara sahip. Ayrıca farklılaşmış konaklama deneyimleri de ana kütle dışında, iki farklı kütlede ‘göl konaklama’ ve ‘rekreasyon konaklama’ olarak ele alınmıştır. Bütüncül orta alan peyzajı hem kütlelerin açık fuaye alanı olarak çalışır hem de doğal peyzaj elemanlarının sergilendiği bir açık hava sergi alanı gibi davranır. Çeperlerde ise yerleşkeyi kendi içerisinde izole eden güçlü bir peyzaj tampon alanı tasarlandı. Birbirinden bağımsız fonksiyonlara sahip kütlelerin doğal zemin kotundaki erişilebilirliğinin yanı sıra ikinci bir peyzaj kotu da güçlü bir bağlantı öğesi olarak ilişkili kütleler arasında sağlandı. Bu erişim ile birlikte ana kütle ile konferans yapısı arasında güçlü bir bağ oluşturulması öngörülmüştür. Mimari formların tamamlayıcısı olarak malzeme seçimleri kurgunun önemli bir parçası. Bölgeye özgü doğal taş türevlerinin cephelerde kullanılması, peyzajı oluşturan yüzeylerde yine doğal malzemeler tercih edilmesi gibi.. Bu noktada peyzaj katmanlarının iki dilinden bahsedebiliriz; biri alanın içerisindeki su dinamiğinden yola çıkarak oluşturulmuş gölet ve çevresindeki organik formlar, bir diğeri peyzaj akışı içerisinde tanımlı işlevsel alanlardaki çizgisel geometriler.