Çamlıca Kulesi
-
MAA - Melike Altınışık Architects
-
2021
MAA-Melike Altınışık Architects tarafından tasarlanan İstanbul’un fütüristik 369 metre yeni telekomünikasyon kulesi, kent silueti içinde farklı yönlerden bakıldığında değişen bir hareketi ve ritmi temsil eder.
Doğasının bir yansıması olarak tasarlanan İstanbul TV ve Radyo Kulesi resmi adı ile Çamlıca Kule yapımında, kulenin bulunduğu topografya, yapının formuna yansıtılmıştır. Kule tasarımının girdilerinin başında hâkim rüzgâr yönü, manzara odakları ve iletişim sistemlerinin ana taşıyıcı ile kurduğu güçlü bağ yer almaktadır. Herhangi bir kent dokusundan bağımsız bir duruşu olan Çamlıca Kulesi’nin, önü-arkası yoktur, simetrinin aksını kullanarak manzaraya göre deforme olma durumu vardır. Asya’ya bakan yüzü farklı, Avrupa’ya dönük olan kısmı ise başkadır. Bir çizgi veya iz değil, tarih, kültür, iletişim ve etkileşimin ifadesi olarak kent içindeki tüm birliktelikleri var olduğu yerde İstanbul rüzgarını özgün organik yapısıyla sergilerken kent silüetinin sosyolojik yönünü ve kentli ile kurduğu diyaloğu keşfetmektedir.
Hem mimari tasarım hem de yapım metodolojisi açısından ileri mühendislik teknikleri gerektiren bu kulede tüm tasarım özellikleri, mimari planlama ve malzeme seçimlerinde bu süreçler göz önünde bulundurulmuştur. Yapının yeni bir deneyim sunan, çağı yakalamış tasarım karakterlerini içinde barındıran özgün mekanlar içermesi üzerine bir tasarım geliştirilmiştir. Bu yapı tipolojisinin tasarım sürecinde kent ile kurduğu güçlü tasarımsal ilişki, mimar ile mühendislik bilgilerinin birlikteliğinden doğabilecek ve günün bütün teknolojik bileşenlerini de içinde barındırabilecek bir yapı nasıl olabilirdi sorusuna cevap aramak önceliklidir. Asıl gaye, bulunduğu yerle sağlam ilişkiler kurarak, ışığı, doğayı ve mekânsal boşlukları kullanarak sürpriz karşılaşmalar yaratma; böylece insanların bakış açısını değiştirmesi, farklı bakmasını ve düşünmesini sağlamaktır. Binanın bir kullanım alanına dönüşmesi, bireyle diyalog kurması ve keşif içermesine olanak sağlayabilen mekan kurgulanması önemli görülmüştür.
Kule, doğa ve manzara odaklı bir serüven sunmaktadır. Yapının sunduğu beş farklı manzara serüveni vardır. Tepenin doğal dokusunun sürekliliğinin sağlandığı, topoğrafya ile bütünleşik bir üst örtü altında yer alacak şekilde podyumun içinde barındırdığı fonksiyonların ve ilgili kamusal alanların tasarlanmasında mimari açıdan tanımlayıcı önemli bir rol oynamaktadır. İçinde bulunduğu korunun sunduğu doğal peyzajda yer alan kamusal alanlarla birlikte kule içine entegre edilen halka açık restoran, gözlem alanları gibi fonksiyonlar sayesinde önemli sosyo-kültürel aktivitelerin gerçekleşmesine olanak sağlaması, İstanbul’un gökyüzüne taşındığı, değişik kotlarda birbirinden farklı İstanbul seyir tecrübeleri sunan bir yaşam üstüne dönüşümü hedeflenmiştir.
İstanbul'un her noktasından gözükebilecek yapının ana giriş ve çıkışları, dormakaba KT Flex döner kapılar ile oluşturulmuştur. İnce kanopi yüksekliği ile yapının bütünlüğünü ve tasarım anlayışını bozmadan kullanıldığı alana uyum sağlayan döner kapılar, sunduğu maksimum şeffaflık ile iç-dış mekan algısını desteklemektedir.