Kat 73’e ait “co-space İstanbul” Projesine Mimarlık Teşvik Jüri Eşdeğer Ödülü!
co-space İstanbul: Üsküdar Paşalimanı Un Fabrikası Yeniden İşlevlendirme Projesi
“Paşalimanı Un Fabrikası 1863 yılında inşa edilmiştir. 1883 yılında çıkan yangın sonucunda yapı kullanılamaz hale gelmiş, 1973 yılında 1.Derece eski eser olarak tescillenmiştir. Günümüze yalnızca binanın ana kagir taş duvarları ulaşmış olup, yapının mevcut ahşap döşemeleri kırılmış, çatısı çökmüş durumda olarak Paşalimanı sahilinde atıl bir vaziyette bulunur. Sadece yapısal olarak belleklerimizde yer edinen bu endüstri mirasının yeniden kente kazandırılması, unutulan mekanların hatırlanmasında ve o alanların deneyimlenmesi açısından kente bir kazanım olarak geri dönecektir. Mevcut kalan duvarlarla belleklerde yer alan fabrika yapısına en az müdahale ile kentlinin belleğindeki yapı imgesini bozmadan onları yapıya çekmeyi amaçladık. Amacımız buradaki yapıyı üstünü yeni bir çatı örtüsüyle kapattığımız bir mekan yerine halihazırda sınırları çizilmiş olan kentsel bir iç mekana dönüştürmektir.
Yeniden işlevlendirme fikrindeki amaç; eski yapıyı potansiyel gündelik hayat fonksiyonları yükleyerek kente kazandırmak, eskiyi hatırlamak ve onu fark ettirmektir. Yapıda mevcut olan yığma strüktür ve taş malzemeyle bir tezat oluşturan metal malzeme kendi strüktürel yapısını transparan bir şekilde göz önüne sererken görsel olarak iki ayrı zamana ait iki ayrı tektonik ifade ortaya koyar. Eski yapının bir endüstri mirası olmasına ithafen seçilen bu malzeme yoğun gridal bir strüktürle ayakta durur. Kentli burada vakit geçirebilmeli, çalışabilmeli, spor yapabilmeli, sanat ile beslenerek kendini geliştirebilmeli ve demokratik bir ortamda tartışmalar yapabilmelidir. Bu amaçla avlu sahil parkının karşı aksı, kent peyzajının devamı olarak belli zamanlarda panellerin, küçük konserlerin de düzenlenebileceği çok amaçlı bir kentsel iç mekana dönüştürülür.
Kentliyi bir rotaya alarak döşemeye de dönüşen, aynı zamanda giriş alanlarını tanımlayan metal delikli birimler mekanlar arası geçirgenlik sağlar. Metalik yüzeyli kapalı mekanlar mevcut dokuya zıt bir tektonik ifade oluşturmak amacıyla alçak taş duvarın üst kotuna yerleştirilir. Üç kattan oluşan kapalı hacim zemin katta küçük bir karşılama meydanı ile birlikte mevcut duvardan ayrılır. İkinci katta kafeterya yer alır, hem kapalı mekandan hem de ana avludan ulaşılabilen kafeterya burada izleme noktasının devamı olarak kapalı hacmin merkezine yerleştirilir. Üçüncü katta ise kütüphane ve çalışma alanları avluyu ve manzarayı izleyecek şekilde yerleştirilir. Böylelikle günümüz koşullarında yeni çalışma ortamlarının sosyal alanlara dahil edilmesi de sağlanır.
Ana yapının batı cephesinde yer alan ek bina ve ikisi arasında yer alan koridor sadece bir geçiş mekanı değil aynı zamanda sergi alanı olarak tasarlanır. Mevcut bacanın ana odak olarak konumlandığı koridor alanı ve yanındaki ek bina sanatçıların sergi/etkinlik yapabileceği bir mekana dönüştürülür. Bu ek binanın silüete cephe veren kütlesi ise açık bir çekirdek olarak çalışmaktadır. Ana yapının arkasında yer alan eski depo alanı ise daha sessiz bir mekan olarak düşünülür. Yapının arkasındaki koruya bakan yükseltilmiş bir teras alanıyla birlikte kentliye meditasyon- yoga- dinginlik alanı gibi aktiviteler için kişilerin kendi işlevini yaratacağı boş bir alan olarak bırakılır. “
Kat 73’ün sayfasını incelemek için: https://www.yapikatalogu.com/kat73