İstanbul'un Anadolu yakasında, varlığıyla bölgenin sosyal seviyesini yükselten bir mimari proje tüm ihtişamıyla göz kamaştırıyor. Bu projede, birbirlerine 19 katlı silindirik bir bina ile bağlanan 36 katlı iki heybetli bina bir araya geliyor. Sade ve lineer tasarımı, öncü özellikleriyle dikkat çekerken hacmine rağmen aşırılık hissi yaratmıyor.

Geniş açıklıklar, bağımsız eğlence mekanları ve kesintisiz ve panoramik bir manzara sunmak için aralıksız yapılan çalışmalar, benzersiz bir özgürlük hissi veriyor. Beton rijit yapı dikkat çekici bir etki bırakırken cephenin cam panelleri ise iç ve dış ortamı birleştirerek yapıyı bütünüyle dengeye taşıyor. İç mekandaki minimal mobilya ve dekorasyon seçimleri; yoğun kıvrımlar, toprak renkleri ve görüşü engellemeyen alçak boylarla bir arada kullanılıyor. Binayı kaplayan aydınlatma sistemi, geceleri lüks bir görünüme kavuşuyor ve artık bir İstanbul markası olan isminin itibarına itibar katıyor.