Yarın Çok Geç | Binalar ve Karbon Emisyonu Dosyası - II
“Binalar ve Karbon Emisyonu Dosyası”nın ilk bölümünde, iklim değişikliğinde rol oynayan en önemli faktörlerden birinin atmosfere salınan karbondioksit ve sera gazları bütününden oluşan karbon emisyonundan bahsetmiş ve binaların karbon emisyonunun önemli bir kısmından sorumlu olduğuna değinmiştik. Karbon emisyonunun bir kısmı binaların inşaat sürecinde ortaya çıkarken, diğer kısmı ise binaların kullanımı sürecinde ortaya çıkar. Peki, binaların kullanımı sürecinde hangi aşamalarda ortaya çıkan karbon çıkmaktadır ve atmosfere yayılan karbon emisyonunu düşürmek hangi yollarla mümkün olabilir?
Isıtma ve Soğutma Sistemleri
Binaların, ısıtma ve soğutma sistemleri, binaların harcadığı enerji tüketiminin büyük bir bölümünü oluşturur. Genellikle, bu enerji fosil yakıtlar gibi yenilenemez kaynakların tüketilmesiyle elde edildiği için atmosfere önemli ölçüde karbondioksit salınımına neden olur. Binalardaki ısıtma ve soğutma sistemlerinin düşük verimli ya da yanlış bir şekilde kullanıldığı oranda, karbon emisyonu da artar. Bu noktada, enerji verimliliğini artırmak ve binalardan atmosfere salınan karbon miktarını azaltmanın ilk ve en önemli yöntemi binaların doğru şekilde yalıtımını sağlamaktan geçer.
Binalardan salınan karbon miktarının en önemli ikinci kaynağı ise yemek yapmak/ısıtmak için kullanılan ocaklardır. Doğalgaz ya da LPG gibi yenilenemez enerji kaynaklarını tüketen ocaklar ciddi oranda karbon salınımına neden olmaktadır. Elektriğin kömür ya da doğalgazdan değil de, solar, rüzgar, hidroelektrik sistem gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiği bir döneme girildiği takdirde, bu soruna bir alternatif olarak elektrikli ocak kullanımı gösterilebilir.
Sonuç olarak, binaların ısıtma ve soğutma sistemlerinden kaynaklanan enerji tüketimini azaltarak verimliliği artırmak için yalıtım, yenilenebilir enerji kullanılarak üretilen elektrik, yüksek verimli ısı pompaları, doğal havalandırma ve termostat kontrolleri gibi yöntemler kullanılabilir.
Aydınlatma Sistemleri
Binalarda kullanılan geleneksel aydınlatma sistemleri de, ısıtma ve soğutma sistemlerinde olduğu gibi enerji tüketimi ve karbon emisyonu açısından verimsiz olabilmektedir. Bununla birlikte, ısıtma ve soğutma sistemleri ile kıyaslandığında, bir binanın atmosfere saldığı karbon miktarının çok daha küçük bir miktarı aydınlatma sistemleri nedeniyle gerçekleşir.
Buna bir çözüm olarak, enerji tasarruflu aydınlatma teknolojileri, LED ampuller gibi yeni teknoloji ile üretilen ürünleri tercih etmek hem enerji tüketimini azaltacak, hem de daha az karbon üretilmesini sağlayacaktır.
Elektronik Ekipmanlar
Özellikle konutlar ve işyerleri gibi binalarda kullanılan elektronik ekipmanlar da enerji tüketiminin önemli bir oranını oluşturur. Bu ekipmanlar işyerlerindeki bilgisayarlar, yazıcılar, projeksiyonlar, ekranlar gibi aletleri kapsarken, konutlarda ise buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, ütü, televizyon gibi cihazları içerir.
Bu noktada, enerji verimli elektrikli ekipmanları tercih etmek ve kullanılmayan aletleri prizde bırakmamak, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesini tam dolmadan çalıştırmamak gibi küçük ama etkili birtakım eylemler ile gereksiz enerji tüketimini önlemek karbon emisyonunu azaltmaya yardımcı olur.
Binaların İşletilmesi ve Düzenli Bakımı
Binaların enerji verimli bir şekilde işletilmesi, kullanılan enerji tüketiminin izlenmesi ve düşürülebilecek yolların aranarak enerji verimliliği tedbirlerinin uygulanması, sistemlerin düzenli olarak bakımı da en az ısıtma, soğutma ve aydınlatma sistemlerinin verimliliği kadar önemlidir.
Sonuç olarak, atmosfere salınan karbon miktarının büyük bir kısmından sorumlu olan binalardaki karbon emisyonunu azaltmak, gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir yaşam bırakmak için oldukça önemli. Binaların yalıtımı, enerji verimli ve tasarruflu sistemlerin tercihi, düzenli bakım ve bireysel olarak attığımız küçük adımlarla yaşadığımız ve çalıştığımız binaların karbon emisyonunu azaltarak daha çevre dostu ve sürdürülebilir mekânlar hâline getirebiliriz.
______________